“Yapay Zekâ – 30 Küsur Sene Önce, 30 Küsur Sene Sonra” yazı dizimizin 1. bölümünde, büromuzun kurucusu Noyan Turunç’un, otuz iki sene önce yazdığı bir köşe yazısından bahsetmiştik. Günümüzde yapay zekâ ile ilgili tartışmaların o yazıda öngörüldüğü biçimde şekillendiğini söylemiştik.
O yazıdan otuz iki sene sonra, bu sefer de büromuzun yönetici ortağı Kerem Turunç, TÜSİAD New York Ağı’nın yapay zekâ konulu toplantısında ülkemizin yapay zekâ konusunda önde gelen isimleriyle aynı masayı paylaştı. Konular otuz iki sene öncekiler ile örtüşüyordu: gerçek ve tüzel kişilere ilave olarak bir ‘teknolojik kişi’nin ortaya çıkıp çıkmayacağı, hukuk sisteminin yapay zekâyı nasıl düzenleyeceği ve ülkemizin bu yarışta geride kalmaması için yapması gerekenler.
Hukuk ilk kez kendi kendine birtakım kararlar verebilen insan dışı ve tüzel kişilik dışı bir oluşumla karşı karşıya.
Görünen o ki, hukuk düzeninin yapay zekâya hak süjesi olma iktidarı tanıması zaman istiyor. ‘İnsan gibi bağımsız davranabilen’ yapay zekâya ulaşılabilmesi ve hukuki bakımdan şahıs olarak tanınması, türlü şamataya rağmen, uzun bir süreden önce olmayacak gibi görünüyor.
Meraklısı Oksijen Gazetesi’nin TÜSİAD toplantısı ile ilgili yazısını aşağıda bulabilir:
Türkiye yapay zekâ teknolojilerinde kullanıcı olmaktan çıkıp üretici olmak zorunda. Yoksa aradaki açığı kapatmak asla mümkün olmayacak.